Yanındayız Karavanı

"İnsana insan gerek diyerek yola çıktık."

Yanındayız Karavanı, 6 Şubat sabahına uyandığımız günün ardından ‘Peki biz nasıl yanlarında olabiliriz?' sorusu ile doğdu. 

İhtiyaç analizi yapılması güçtü. Herkesin herşeye ihtiyacı vardı. Anlık değişiyordu; dakikalık, haftalık, aylık değişmeye devam edeceğini de öngörüyorduk.

Değişmeyecek tek ihtiyaç insandı. İnsana insan gerek diyerek yola çıktık.

Yanındayız, erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitsizliği mücadelesinde kadınların ‘yanındayız' dedikleri bir hareket. Erkeklik, iktidar, güç kavramlarını baştan aşağı sorgulamalarını ve tam eşitlikçi bir düzen kurma gayretlerini ifade ediyor. Afet bölgesinde fırsat eşitsizliği öncelikli olarak kadınları ve yoksulları etkiliyor. Yardıma ve kaynağa ulaşmak, iyileşmek de fırsat eşitliği gerektiriyor. 

İşte tam da bu nedenle gidilmeyen köylere gidelim istedik. Yardımlar ağırlıklı il ve ilçe merkezlerine gitmekteydi. Afet çok geniş bir bölgeye yayılmıştı. En hızlı hareket edeceğimiz bölgeyi belirlememiz gerekiyordu. Gaziantep, Ticaret Odası ile, kurumsal yapıları ile çevre illere destek taşıyan, ayakta kalan bölgeydi.

Yanındayız'ın en güçlü kası ne diye düşündük. Proje yürütmek. Sadece kendi kaynaklarımızla yola çıkmamalıydık. Yanımıza en doğru ortakları almalıydık. Doğru bilgi, birikim ve beceri setine sahip bir takım kurgulamalıydık.

Daha önceden de alışkın olduğumuz fon ve kapasite geliştirme projelerimizi yazdığımız özenle önce kağıt üzerinde tasarladık bu projeyi. Köylere gezici psikososyal destek götürecektik. Yetişkinlere ve çocuklara özelleştirilmiş profesyonel bir bakış açısı gerekiyordu. Bu anlamda Oyun Terapileri Derneği en doğru proje ortağıydı. Afetin ilk gününden itibaren bölgede olmaları da ayrıca kıymetliydi.

Psikososyal desteğin yanısıra Karavan o bölgeye ulaşmışken, oradaki ihtiyaç kalemlerini önceden tespit edip ulaştıralım diye düşündük. 

Yani hem psikososyal destek tarafında hem de ihtiyaç temini tarafında ortaklara ihtiyacımız vardı. Resmi izinlerin alınması, bölgenin analizi ve köylerin belirlenmesi, afet bölgesi saha deneyimi gibi farklı uzmanlıklar gerektiren alanlar vardı. Ağırlıklı olarak üye ağımız üzerinden bu kurumlara ulaştık.

Son aşamada, yani projenin bütçesi ortaya çıktığında bu defa olası fon sağlaycılarla görüşmeye başladık.  Burayı, ayni destek ve fon desteği verebilecek kurumlar şeklinde iki ayrı bakış açısıyla ele aldık. İlk can suyu ve maddi fon desteğinin önemli bölümü Fransa Başkonsolosluğu tarafından geldi. İşte o zaman artık karavanımızı yola çıkarabileceğimizden emin olduk. Bu fonun üzerine yerel ve uluslararası şirketler desteğini koydu ve önemli kurumlar ayni destek vererek projeye dahil oldu. Yanındayız Karavanı, sadece Yanındayız Derneği'nin değil, 19 kurumun projesidir. İmece usulü bir iyilik projesi yürütmenin hikayesidir. 

Sadece bu kurumlar da değil, eş zamanlı açtığımız Yanındayız Kumbarası ile dileyen her birey bu süre boyunca destek verdi, bağış yaptı. Bu sayede çocuklara kitaplar ve oyuncaklar alındı. 

Etki ve sürdürülebilirliği odağa aldık.

Yanındayız Karavanı Nurdağı ve Islahiye'de umut oldu. 

7 ay boyunca haftada 6 gün bu köylerdeydi.

Aynı köye toplam 3 ay süreyle 2 haftada bir aynı gün gidildi. Böylelikle destek alan kişiye 6 defa temas edebildik.
24 köye ulaştık.

1700 yetişkin, 1500 çocuk depremin üçüncü ayı itibariyle bireysel terapi ve- veya grup terapileri alarak iyileşme yolculuğuna bir başlangıç yapmış oldu.

4000'e yakın haneye, ihtiyaçları baz alınarak hijyen malzemesi ulaştırıldı.

Karavan, umut taşıdı, dert ortağı taşıdı, ihtiyaç malzemesi taşıdı, ve hatta sınırları aştı, Atina'da bir okulun öğrencilerinin sevgisini taşıdı. Öğrenciler buradaki kardeşleri için rengarenk resimler yapıp yolladı. 

Bu hikayeyi en başından planladığımız üzere 7. ay itibariyle sonlandırıyoruz. Bölgede açılacak yeni fonlara ve projelere etkili bir model teşkil edeceğini düşünüyoruz. Burada biriken bilgi ve deneyimi transfer etmeye açığız.

Karavanın özellikle grup terapileriyle tetiklediği dayanışma, projenin kalıcı çıktısı. Bu dayanışmayı kar topu gibi büyütmek artık oradaki güçlü kadınlara, erkeklere ve çocuklara emanet.

*Dijital Network Alkaş (“DNA”), blog yazarı tarafından DNA'da paylaşılan içeriklerin doğruluğundan, geçerliliğinden, güncelliğinden ve telif hakları konusundaki iddialardan sorumlu değildir. Tüm hukuki ve cezai sorumluluk blog yazarına aittir.