‘7’ Rakamının Taşıdığı Mesajlar
‘7’ Rakamının Taşıdığı Mesajlar
Yürüyorum bilmediğim diyarlara; sırtımda bir bohça, elimde bir asa, ayaklarım çıplak... Bedenimin öleceği, ruhumun yaşayacağı yeri arıyorum. Testinin kırılacağı, içindeki suyun özgür kalacağı… Uzaklara gidiyorum; insan olmayan çöllere, dağlara… İnsanlardan uzaklaşıyor, gidebildiğim kadar uzağa gidiyorum. İnsan insanayken kap gerekir, adı bedendir. Yan yana durur, yakmaz birbirini. Kaplar olmasaydı, bedenler olmasaydı yakar kül ederdik birbirimizi. Boşluğu arıyorum, kabı paramparça edebilmek için.
Kul olmak ayrıydı, insan olmak ayrı. Yerin üzerinde yedi kat, altında yedi kat, bedenin içi de kat kat. Bir şey var ben ve O arasında, bir şey var benden daha derinde, daha içeride. Uzaklaştıkça, yok oldukça bulacağım fani dünyada.
Ne aç kaldım ne de susuz. Gerçekten ihtiyacım olan, ihtiyacım olduğunda yanımda. Şu dere gibi, şu meyveler gibi… Ruh durmasa, akmak istese de beden durmak ister. Bazen beden koşar, ruh durmak ister. Şimdi beden der ki bana, dur. Yaradan da nesne de, ruh da beden de konuşur, insan duymak isterse.
Kendime dinlenecek bir cennet buldum, benden hiçbir şey beklemeyen şu anda. Biraz soluklanmak, biraz dinlenmek… Suyu sağlıkla, rahat rahat içmek bile ne büyük nimet… Uykuya kapanır gözlerim, hiç anlayamayacağım diyarlara göçmek için.
“Benim yerime geçmişsin, burada ben yaşıyorum.”
Gözlerimi açtığımda karşımda saçları kıvır kıvır, yüzü güzel mi güzel bir YEDİ (7)… Bedenlenmiş bir 7 rakamı. Benimle konuşurken dereden su içiyor. Kimdir? Nasıl bir ucubedir bu?
“Kimsin sen?”
Suyu içerken gövdesini hareket ettirmeden, sadece 7'nin üst çizgisinin ucuna yerleşmiş başını bana çevirdi:
“7'yim ve her yerdeyim.”
Tekrar suya çevirdi başını ve yüzünü yıkadı güzelce. Kalkıp karşımdaki ağacın dibine oturarak yaslandı. 7 şeklindeki gövdesinin yarısı ağacın dışına taşsa da rahat görünüyordu. Tek parça ayağını uzatıp bana baktı. Kusursuz yüzü insan bedeninde olsa güzel bir kadın, derdi her gören.
“Buradan geçiyorsan bir şey arıyorsun. Aradığın cevaba sahipken görmüyorsun, sana ait olanı bilmiyorsun. Her şeyin bir ve tek olduğu kâinatta önemli bir sembolle konuşuyorsun şu anda. Yorgunsun sen, dinlen, ben konuşayım. Beni bulduğuna göre, beni dinlemeye gelmişsin.
‘Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, ama en büyük âlem sende gizlidir.' Hz. Ali
Yukarıda olan her şey, aşağıda olandır. Aşağıda olan da yukarıda olan...
‘O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.' Bakara, 29
‘Gerçek sır Tanrısallığı bedeninin içinde bulabilmendir.' Hallac-ı Mansur
‘Başlangıçta söz vardı. Söz Tanrı'ylaydı. Her şey O'nun eseridir var olan hiçbir şey O'nsuz var olamazdı.' İncil-Havari Yahya ‘Biz yokuz. Varlıklarımızı fani surette yansıtan Vücud-u Mutlak sensin.' Mevlana
‘Elohim dedi ki; suretimizde, benzeyişimize uygun insan yapalım. Ve Elohim insanı kendi suretinde yarattı, onu Elohim'in suretinde yarattı...' Tevrat, Tekvin, 2/78
Bana gelince…
‘Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah'ın emri bunlar arasında inip durmaktadır ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.' Talâk, 12
İnanmayan biliminsanları da beni bilir, tanır. Birazdan anlatırım. Ben 7'yim her yerdeyim. Sen gibi.
7 kat gök... Evrensel Yedi Yönetim Sistemi tarafından yönetilen. Âlemlerin Rabbi'nden Arş'a, Melekut Âlemi'nden Şira Yıldızı'na kadar uzanan.
Tasavvufta 7 mertebe... Nefsi Emmare'den Nefsi Safiye'ye, Nefsi Levvame'den Nefsi Mülhime'ye kadar...
İnsanın 7 bedeni... Fizik Beden'den Astral Beden'e, Eterik Beden'den Ruhsal Beden'e...
7 temel çakra... Kök Çakra'dan Kalp Çakrası'na, Boğaz Çakrası'ndan Tepe Çakra'ya.
Zümrüdüanka efsanesindeki 7 Vadi.
Hangi inanca, felsefeye bakarsan bak; hangi ilim insanıyla konuşursan konuş, ucu bana dokunacak. Elektronların 7 enerji düzeyi var. Müzikte tüm besteler 7 notadan oluşuyor. Gördüğün bütün renkler 7 tondan oluşuyor. Evrendeki her şey 7 frekanstan ibaret. Gökkuşağında da 7 renk var. Bir hafta 7 günden oluşuyor. Tanrı dünyayı 7 günde yarattı. Her yerde ben varım.
Hepsini özetlersem atomlar 7 enerji düzeyinden, insan 7 enerji bedenden, elektronlardan oluşan dünya 7 ayrı frekanstan, kozmik evren 7 evrensel yasadan, her şey 7 elementten oluşuyor.
Her inanç, her yaklaşım beni ve benim katlarımı buluyor, yorumluyor, kendince adlandırıyor. Sonuç değişmiyor, ben her yerde varım.
Tevrat ve İncil'de, 7 sayısını yaygın olarak bulursun. 7 rahip, 7 trompet, 7 kilise, 7 mühür, 7 kâse, 7 yıldız, 7 boynuz, 7 başlı canavar, 7 ruh, 7 kollu şamdan… Hz. Süleyman'ın tapınağına da 7 basamakla çıkılıyordu.
Büyük tufanın hazırlıkları 7 gün sürmüş, Nuh' un gemiden uçurduğu güvercin 7 gün havada kalmıştı.
Musevilikte Hamursuz'dan 7 hafta sonra yapılan Gül Bayramı'nda günah adağı olarak 7 kuzu kurban edilirken Hıristiyanlıkta 7 büyük günahtan söz ediliyor: Kibir, açgözlülük, şehvet, oburluk, kıskançlık, tembellik ve öfke…
‘Ashab-ı Kehf' olarak bilinen 7 uyurlar… Ölümden sonra dirilişe ilişkin ünlü efsanenin kahramanlarıdır. Roma İmparatoru Decius döneminde Hıristiyanlara yapılan baskılar sırasında (İS 250) 7 Hıristiyan asker doğdukları kent olan Ephesos (Efes) yakınında bir mağarada gizlenirler. Daha sonra mağaranın kapısı kapanır. Böylece İmparator Decius'un çıkardığı ferman uyarınca Pagan kurban törenlerine katılmaktan kurtulan 7 Hıristiyan, mucizevi bir uykuya dalar. Doğu Roma İmparatoru II. Thedosius döneminde (İS 408- 450) mağaranın ağzı açılınca uyanırlar. 7 asker, yaşadıkları deneyimin derin anlamını açıkladıktan sonra ölürler. Bunun üzerine onlar adına kutsal bir mezar yapılır.
Kur'an'ın ilk suresi Fatiha 7 ayettir. Kâinat 7 günde yaratılmıştır. Kâbe'nin etrafı 7 kere tavaf edilir. Mevlevilikte 7, bilgelik rakamıdır. Mevlevilerde 7 selâm vardır.
Hac sırasında Safa ile Merve arasında 7 kez gidilip gelinir. Şeytan taşlamada 7 taş atılır. Mina'da, bayram günleri üç gün şeytan taşlanır. Bayramın birinci günü Mina'da, Cemre- i Akabe (Büyük Şeytan) denen yerde iki buçuk metreden veya daha uzaktan Cemre (Büyük Şeytan) yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar 7 taş atılır. Bayramın ikinci günü, öğle namazından sonra üç ayrı yerde, 7'şer taş atılır. Mescid-i Hîf'e yakın olandan başlanır. Önce küçük şeytan, sonra orta şeytan ve büyük şeytana 7 taş atılır, toplam 21 taş eder. Bayramın üçüncü günü de böyle 7'şer taş atılır ki hepsi 49 taş olur. Aynı ikinci günkü gibi... Üçüncü günü güneş batmadan önce, Mina'dan ayrılma vaktidir. Dördüncü gün de Mina'da kalıp, sabahtan güneşin batışına kadar dilediği zaman 21 taş daha atmak müstehaptır. Küçük, orta ve büyük şeytana 7'şer taş atılır.
Kuran'da 7 gök tabiri, 7 kez geçer. (Bakara Suresi 29), ( 17. İsra Suresi 44), ( 23. Mü'minûn Suresi 86), (41. Fussilet Suresi 12),( 65. Talâk Suresi 12), (67. Mülk Suresi 3), (71.Nuh Suresi 15). Ayetlerde gerçekleşmektedir.
Daha anlatayım mı kendimi sana? Üç semavi dinde de, Doğu'da da Batı'da da, sayısız akım ve ideolojide beni göreceksin.
Masallarda bile… Pamuk Prenses ve 7 Cüceler. Pamuk Prenses aslında gerçeği ararken sarayını terk ediyor. Ormana geldiğinde 7 cüceyle karşılaşıyor. Bir anlamda cennetini geride bırakıyor. Nefsine yenilip, elmayı ısırdığında uyanıp uyanmayacağını bilmediğimiz bir uykuya dalıyor. Bir anlamda ona yüklenenleri, egosunu geride bırakıyor. Sonra bir gün prens gelip onu öpüyor ve uyanıyor. Bir anlamda yeniden doğuyor, aydınlanıyor. Sana bunun gibi çok iyi bildiğin onlarca masal, hikâye anlatabilirim. James Bond neden 007'dir?
Gördün ya her yerden ben çıkıyorum, sen gibi...”
“Merak ediyorum, beni neden kendine benzetiyorsun?”
“Ben sana hiç benzemiyorum.”
Başını geriye atıp, ağaca daha da yaslanarak devam ediyor:
“Evrenin en küçük zerresi bile bütünün tüm şifrelerini taşır. Âlemlerin sırrı da Yaradan'ın gerçeği de sende saklı. Gördüğün göremediğin her şeyle iletişime geçebilir, görünen formu değiştirebilir, kader deneni yazabilirsin. Bildiğini hatırlayabilirsen titreşimleri hisseder, her şey ile rezonansa girebilir, tüm varoluşu yönlendirebilirsin. Her yer sensin, her yer benim.”
“O zaman neden benim yattığım yere, ‘Orası benim yerim,' dedin? Şu anda oturduğun yer de, benim yerim de aynı.”
“O yüzden gitmenin, kaçmanın da bir anlamı yok. Her yerde, her şeyi buluyorsun. Yönlendirilmiş, yaratılmış bilincinle anlayamadığın şu: Dışarıda bulabileceğin hiçbir şey yok. Dışarısı da sensin, içerisi de... Bu yolda yürüdükçe, keşfetmekten vazgeçmeyip, sana anlatılanlarla yetinmedikçe anlayacaksın ki görünen evrende, illüzyonda bir yerin olması, her yerde olamayacağı anlamına gelmez. Her yerde her yeri ve her şeyi bulabilirsin.”
Yerinden kalkıp yanıma geldi. İyice sokuldu, aramızda havanın bile zor geçebileceği bir boşluk kaldı.
“7 bedenle birbirimize bağlıyız. Dünyanın bir ucundaki fiziksel beden, dünyanın diğer ucundaki fiziksel bedenin taşıdıklarını hissedebilir. İnsanın sığ zihni sınırları çiziyor ve engelliyor. Hele iki beden bu kadar yakınken zaten iç içeyiz, sen ve ben diye bir şey kalmıyor fiziksel olarak da.
Şimdi sen de –bu satırları okuyan sen de– arkana yaslan gözlerini kapat. Derin derin nefes alarak sadece hisset. Bırak düşüncelerin aksın; takılma onlara, kendi yollarında akıp gitsinler. Sen bütünü hisset. Yakınındakilerle, her canlıyla, nesneyle, doğayla, dünyayla, evrenle, Yaradan'la bütünü hisset ve kutsa.
Fiziksel bedenin sınırlarından, insanın kendi eliyle koyduğu engellerden uzaklaştığında milyarlarca insandan biri olmaktan çok daha öte muhteşem bir sistemin vazgeçilemez bir parçası, sonra da düzenin ta kendisi olduğunu bir gün anlayacaksın.”
*Dijital Network Alkaş (“DNA”), blog yazarı tarafından DNA'da paylaşılan içeriklerin doğruluğundan, geçerliliğinden, güncelliğinden ve telif hakları konusundaki iddialardan sorumlu değildir. Tüm hukuki ve cezai sorumluluk blog yazarına aittir.